Elmalı davasının seyri değişiyor!
Antalya'da iki kardeşin istismara uğradığına yönelik iddiaya ilişkin Ayvalık Sosyal Hizmet Merkezi'nde görevli Uzman psikolog Deniz Karasapan'ın çocuklarla görüşerek hazırladığı rapor davanın görüldüğü Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na ulaştırıldı.
Ulaşılan raporda, "Babaanne G.S.'nin çocuklara yapılan görüşmelerde ne konuşacakları ve ne konuşmayacakları ile ilgili olarak önceden yönlendirmede bulunduğu düşünülmektedir" ifadeleri yer aldı.
Uzman psikolog Deniz Karasapan'ın hazırladığı, çocukların, babaanne G.S.'nin 'Mıınchausen by proxy' (Bir başkasına yüklenen yapay bozukluk) denilen bir istismar çeşidine maruz kaldığına kanaat getirerek, çocukların babaanne yanından alınarak yaşlarına ve durumlarına uygun bir kuruma yerleştirilmesini önerildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın iki çocuğun devlet korumasına alınması talebi de dün mahkemece kabul edildi ve çocuklar, babaannelerinin yanından alınarak bakanlığa bağlı kuruluşa yerleştirildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
SOMUT FİZİKSEL KANIT BULUNAMAMIŞ
"Babaanne G.S.'nin sürekli, çocukların yaşadıkları deneyime bağlı olarak ortaya çıkan fızyolojik ve psikolojik sorunlardan yakınmakta olduğu ve sık sık çocuklar için tıbbi bakım alabileceği farklı kuruluşlara müracaat ettiği gözlenmiştir. İlk görüşmelerde babaannenin çocukların yaşadığı olaylara bağlı endişesinden dolayı çocukların iyilik halinden emin olma çabası içerisinde olduğu düşünülmüş olsa da travmatik olayın üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olmasına rağmen halen istismar olayına bağlı ortaya çıktığını iddia ettiği, ancak travmatik deneyimle alakası olamayacak semptomlar öne sürmesi, yapılan onca muayeneye rağmen çocuklarda somut bir fiziksel problem bulunamamış ve bir tanı konulmamış olması dikkat çekici bir unsurdur.
KABUSLAR CİNSEL İSTİSMAR İÇERMİYOR
Babaannenin öne sürdüğü psikolojik belirti sayılabilecek kabuslar, uykuda sayıklamalar, dikkat eksikliği gibi belirtilerin varlığı da yürütülen süreç boyunca net bir şekilde tespit edilememiştir. İlk görüşmelerde kabuslar gördüklerini, sık sık travmatik olay hakkında düşündüklerini beyan eden ve anne M.A.'nın gelip kendisini alması ya da babalarının zarar görmesi gibi cinsel istismar deneyimlerini içermeyen kabuslarını anlatan çocuklar, özellikle son üç ayda yapılan görüşmelerde tutarlı ve düzenli bir şekilde kabus görmediklerini beyan etmektedir. Çocukların anlattıkları kabusların içeriğinin deneyimlenen cinsel istismar eylemlerini içermiyor olması dikkat çekicidir.
BENZER ÇİZİMLER YAPMIŞLAR
Görüşmede resim yapma pratiği olmayan mağdur çocuk, resim çizmek istediğini söyleyerek maruz kaldığını iddia ettiği cinsel istismar deneyimlerinin resimlerini çizmiş, ardından İ.E.G. de görüşme sırası kendisine geldiğinde resim çizmek istediğini ifade ederek abisinin çizimlerine dikkat çekecek ölçüde benzer çizimler yapmış ve iki çocuğun da ne söylemeleri ve ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirilmiş olabilecekleri şüphesi uyanmıştır.
YÖNLENDİRİLMİŞ OLDUKLARI DÜŞÜNÜLÜYOR
Babaanne G.S.'nin çocuklara yapılan görüşmelerde ne konuşacakları ve ne konuşmayacakları ile ilgili olarak önceden yönlendirmede bulunduğu düşünülmektedir. Yapılan görüşmelerde çocukların kendilerine ezberletilmiş, yaşantıladıklarına inandırılmış belli bazı sahneleri tekrar edip durmalarına rağmen tutarlı bir olay örgüsü, olay örgüsüne uygun detay veremedikleri düşünülmektedir.
ÇOCUKLARIN YANINDA SÜREKLİ İDDİALARINI DİLE GETİRMEYE DEVAM ETMİŞ
Babaanne G.S.'nin sürekli olarak istismar olayını gündem etmekte olduğu, uyarıda bulunulmuş olmasına rağmen çocukların yanında bu olaylar hakkında konuşmaya devam ettiği, farklı sağlık kuruluşlarının yanı sıra hukuki ve maddi destek alabileceği kuruluşlarla irtibat halinde olarak fayda sağlamaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
Duygusal açıdan çocukları baskı altına aldığı, sözünü dinlemediklerinde yaramaz çocuk olmakla, kendisini üzmüş olmaları ile ilgili suçluluk yaratacak tavırlar sergilediği, babaannenin uygun gördüğü şekillerde davranmadıklarında çocukların kendisinden alınacağı ve güvende olmayacakları ile tehdit etmekte olduğu düşünülmektedir.
SOMUT DETAYLAR İÇEREN BEYANLAR YOK
Çocukların cinsel bilgileri yaşları ile uyumlu değildir. Yaşlarına uygun olmayan bu cinsel bilgilere sahip olmaları bir şekilde cinsel istismara maruz kaldıklarını gösteriyor olmakla beraber yapılan görüşmelerde ne şekilde ve kim tarafından cinsel istismara uğradıkları bilgisine ulaşılamamıştır.
Çocuklar genel olarak bir durumun yaşandığını iddia ediyor, ancak sonrasında olay ile ilgili bir başlangıcı sonu olan, somut detaylar içeren beyanlarda bulunamıyor oldukları gözlemlenmiştir.
Mağdur çocukların, babaanne G.S. tarafından Mıınchausen by proxy denilen bir istismar çeşidine maruz kalıyor olabileceklerinden şüphelenilmektedir. Mıınchausen by Proxy Sendromu (Bir başkasına yüklenen yapay bozukluk), çocuğun bakımından sorumlu olan yetişkinin çocukta hastalık belirti ve bulgularını yaratıp, çocuğu gereksiz tıbbi uygulamalara maruz bırakması olarak tanımlanan bir çocuk istismar türüdür. Nedeni bulunamayan ve tedavi edilmesine rağmen geçmeyen, yinelenen belirti ve bulgular, iyi düzeyde tıbbi bilgiye sahip olma, abartılı ve değişken öyküler, her türlü müdahaleye gönüllülük, sürekli tetkik, ilgi vb. isteklerinin olması, isteklerin karşılanmadığı durumlarda ise öfke, kızgınlık ve hekim değiştirme görülen ortak özelliklerdendir.
Mıınchausen by proxy şüphesi nedeniyle, mağdur çocukların babaanne yanından alınarak yaşlarına ve durumlarına uygun bir kuruma yerleştirilmeleri, çocukların maruz kaldıkları manipülasyon ve duygusal şiddetin etkisinden uzaklaşarak maruz kaldıkları olayları net bir şekilde ifade edebilmeleri için babaanne ile görüşmelerinin engellenmesi ve çocukların birbirlerinin tutum ve davranışların manipüle etmelerini engellemek adına ayrı aileler yanına verilerek koruyucu aile hizmetinden faydalandırmanın mağdur çocukların yüksek yararına olacağı kanaatine varılmıştır."