Merhabalar,
Öncelikle bana bu köşeyi ayıran değerli Grup Anadolu Medya A.Ş ailesine sonsuz teşekkür ederim.
Bundan böyle zaman zaman bu köşede çeşitli konulardaki düşüncemi siz değerli okurlarla paylaşmaya gayret göstereceğim inşallah.
Peşinen söyleyeyim, ne şimdi ne de bundan sonraki hiçbir yazım (millet, memleket, insanlık düşmanları dışında) hiçbir grubu, partiyi, siyasi düşünceyi hedef almaz. (Ama yarası olan gocunursa da yapacak bir şey yok.)
Yazdıklarım beni bağlar,
Yazdığım hiçbir şeyin mutlak doğru olduğunu düşünmem.
Her türlü fikre ve "ikna edilmeye" her zaman açığım. Yeter ki ilmi delillerle gelinsin.
Eleştiriler aynı zamanda okunduğumu ve görüşlerime kıymet verildiğini gösterir. Bu nedenle varsa yanlışlarımın uygun bir dille tarafıma iletilmesinden ve yanlışlarımı açık gönüllülükle düzeltmekten büyük bir memnuniyet duyarım.
Bu girizgahtan sonra yazıma başlayabilirim.
Haydi Bismillah...
Değişenler-Dönüşenler
Hayat yolculuğu insanlara bir çok şey kazandırırken diğer yandan bir çok şeyi de kaybettirir.
İnsanlar yaşadıkları tecrübeler ışığında şekil alır.
Ama yaşanan bu tecrübeler her insanda farklı tezahürlere yol açar.
Kimini olgunlaştırırken kimilerini ise boş armut sapına çevirir.
Bu manada bakıldığında 2 tür insan vardır diyebiliriz.
Birincisi, "dönüşenler"
İkincisi ise, "değişenler"dir.
Dönüşenler, zenginleştikçe ya da mevki makam sahibi oldukça bulundukları konuma göre bakış açıları değişen, inançlara uymak yerine , inançlarını da yaşadığı hayata dönüştürenlerdir.
Yani inandığı gibi yaşamayınca, yaşadığı gibi inananlardır.
Dönüşenler, gayri samimi, menfaatçi, kurnaz ve oportünisttir.
İnançları dahil her şeyleri sahtedir.
Tolstoy'un benzetmesi ile bunlar "kurnaz köylü inancına" sahiptirler.
Aslında inanmazlar, ama "ya varsa" diyerek de bazı dini ritüelleri yapmaktan geri durmazlar.
Bunların menfaatleri için satmayacakları hiçbir değerleri, inançları yoktur.
Bu tür insanlar menfaatleri uğruna tüm değerlerini anında satabilirler.
Bunlar için tek bir değer vardır: Menfaatleridir.
Bu tür insanlar korkaktır. Her an elindekilerini kaybetme korkusu ile yaşar bunun içinde sürekli huzursuzdurlar.
Değişenler ise hiçbir şeye körü körüne iman etmez.
Hayatı, inançlarını, değerlerini sorgular; bunun sonucunda bir fikre ulaşır ve inandığını hayatına yansıtmaya çalışır.
Korkak değillerdir, ama gereksiz kahramanlıklar da taslamazlar.
Kimse bunları kolay kolay gaza getiremez!
İtidallidirler.
İnandıkları değerleri uğruna her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdırlar.
Dünya üzerinde tüm olumlu gelişmelerin öznesi, öncüsü bu grupta yer alan insanlardır
Birde üçüncü bir grup vardır ki,
Bunlar, taş gibi, kaya gibidirler. Vardırlar ama onları herhangi bir eser ya da değer üretirken göremezsiniz.
Bu tür insanlar ne değişim ne dönüşüm yaşarlar.
Bu grupta yer alan insanlar, beyinlerini çeşitli hizip, parti, ekol, cemaat, tarikat gibi yapılanmalara kiraya vermişlerdir.
Fikri, zihni hiçbir derinlikleri yoktur. Bir fikre sahip olduklarını sanırlar ancak bu fikirleri belli sloganların ötesine geçemez.
20'sinde saplandıkları fikirleri ömürlerinin sonuna kadar muhafaza ederler.
20'sinde de 70'inde de aynı sloganları atar, aynı el-kol işaretlerini yaparlar.
Bu tür insanlar son derece kullanılışlı ve bir o kadarda tehlikeli insanlardır.
Çeşitli baskı grupları bu tür insanları tedhiş ve terör eylemlerinde çok rahat bir şekilde kullanabilirler.
Bir ülkeyle ilgili planları olan güç grupları bu tür insanlar üzerinden planlar yapar. toplumları bu tür insanlar üzerinde ayrıştırır ve oyunlarını bu tür insanlar üzerine kurarlar.
Bunların beyin diye bir organdan haberleri olmadığından beyinlerini asla kullanmazlar. Bu tür insanların hareket tarzını müntesibi olduğu baskı grupları belirler.
Bunlara "öl" ölürler, "öldür" derler öldürürler.
Mankurtturlar yani.