Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz, eğitim-öğretimi siyaset üstü tutuyoruz''
Türkiye'nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların ve günlük siyasi polemiklerin mezesi haline getirilmesi yanlıştır. Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan bir an önce dönmelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Biz eğitim-öğretim meselesini siyaset üstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz.
Siz eğitimcilerimizin de katkılarıyla şekillenen yeni modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Ailenin bizlere emanet ettiği aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin en iyi, donanımlı, başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimiz bize güçlü destek verirse Allah'ın izniyle her şey daha sağlıklı işleyecek, hedeflerimize çok daha kısa sürede ulaşacağız" dedi.
"Okullaşma oranı ilköğretimde yüzde 91'den yüzde 96'ya
ortaöğretimde ise yüzde 50'den yüzde 88'e yükseldi"
Eğitime ayrılan bütçenin 2002'de yalnızca 7,5 milyar lira
seviyesinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bu
rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Türk
ekonomisi büyüdükçe, Türkiye'nin imkan ve kaynakları geliştikçe,
milletimizin refahı artıkça bunu her zaman en önce öğretmenlerimize
ve eğitime yansıtmak temek prensibimiz oldu. Görevi devraldığımızda
367 bin olan derslik sayısı bugün resmi ve özel olmak üzere toplam
735 bine yükseldi. Son 20 yılda 80 yılda yapılandan daha fazla
derslik inşa ettik. Eğitimin alt yapısını bu kadar geliştirirken,
eğitimin taşıyıcısı sütünü olan öğretmenlerimizi de elbette ihmal
etmedik. Dönemimizde 800 bin öğretmen ataması yaptık. Sadece alt
yapıda sadece öğretmen atamalarında değil, evlatlarımızın okullaşma
oranlarında da tarihi nitelikte adımlar attık. Okullaşma oranı
ilköğretimde yüzde 91'den yüzde 96'ya ortaöğretimde ise yüzde
50'den yüzde 88'e yükseldi. Kız çocuklarımız ile okulları arasına
konan engelleri başta başörtü yasağı olmak üzere birer birer
ortadan kaldırdık. Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor yakın tarihi
yeniden yazmaya çalışıyor. Daha düne kadar bu ülkede kızlarımız
kılık kıyafetinden başörtüsünden dolayı baskıya uğramamış, okuldan
üniversiteden atılmamış, kadınlar memuriyetten ihraç edilmemiş gibi
yalan yanlış konuşuyorlar. Bu çevrelerin safsata dedikleri acıları,
zulümleri, yasakları, faşizmin her türlüsünü biz bizzat tecrübe
ettik, iliklerimize kadar yaşadık"
"28 Şubat döneminde 6 milyon insanımız
fişlendi"
Konuşmasında 28 Şubat döneminden de söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,
şunları kaydetti:
"28 Şubat döneminde güya irtica ile mücadele kılıfı altında
aralarında kamu görevlilerin de olduğu 6 milyon insanımız fişlendi.
Yalnızca Milli Eğitim'de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına
uğradı. 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı, 11 bin öğretmen
ise istifa ettirildi. Kamu bürokrasisi yanında ekonomi, siyaset,
sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır
baskılara maruz bırakıldı. Daha üniversite kapılarında kurulan ikna
odalarını, kürsüden zorla indirilen başarılı mezunları,
eğitimlerini gözyaşlarında bırakan binlerce evladımızı, katsayı
adaletsizliği sebebiyle hakları gasp edilen milyonlarca
gençlerimizi burada saymıyorum. Bunlar ceberut laiklik
uygulamalarının ayyuka çıktığı sadece 27 yıl önce bu ülkede, bu
şehirde yaşandı. Toplumun yükselişi ancak öğretmeninin emeğine,
bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkündür. İşte bu bilinçle
öğretmenlerimizin haklarını, itibarını, mesleki gelişimini güvence
altına almak için kararlı bir duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik
Mesleği Kanunu'nu hayata geçirerek öğretmenlik mesleğini yasal bir
zeminde özel statüye kavuşturduk. 2025 itibarıyla yaklaşık 300 bin
öğretmenimiz uzman ve başöğretmen unvanını elde edecek. Görevleri
sırasında veya görevleri nedeniyle eğitim çalışanlarına yönelik
işlenen suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdik. Hapis
cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak, öğretmenlerimize
yönelik işlenen kasten yaralama suçunu tutuklama sebebi saydık.
Öğretmenlerimize yönelik her saldırıyı, sadece bireysel bir eylem
olarak değil milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak
görüyoruz. Öğretmenlerimizin mesleki donanımını sürekli
artırıyoruz. Eğitimdeki çıtayı her geçen gün daha da yukarı
taşımaya kararlıyız. Bir çocuğun öğrenme aşkını ve geleceğe dair
umutlarını besleyen el güçlü el ailesinin desteği ve rehberliğidir.
Aile her çocuğun ilk öğretmenidir. Onun yüreğine dokunan, zihnini
şekillendiren, karakterini yoğuran ilk mekteptir. Bir öğretmenin
öğrencisini muhabbetle kucaklayan emeği ne kadar değerli ise
velilerin desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir.
Ailelerimizden çocuklarının eğitiminden daima yakından
ilgilenmelerini beklediğimizi, öğrenme süreçlerinde destekleyici
kolaylaştırıcı rol üstlenmeleri gerektiğini burada tekrar
vurgulamak istiyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından 20 bin öğretmenin ataması yapıldı.