Bağ evindeki eski muhtar cinayetinde savcı müebbet hapis istedi
Çorum’da bağ evinde cesedi bulunan eski muhtar Kazım Ergani’nin (60), ölümüne ilişkin ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklu yargılanan Hayrettin Kayabaşı (31), hakim karşısına çıktı.
Çorum’da bağ evinde cesedi bulunan eski muhtar Kazım Ergani’nin (60), ölümüne ilişkin ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklu yargılanan Hayrettin Kayabaşı (31), hakim karşısına çıktı. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanık Kayabaşı’nın 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
Olay, şubat ayında Mecitözü ilçesi, Bahçelievler Mahallesi Melikgazi Bağları Kümeevleri'nde meydana geldi. İlçeye bağlı Hisarkavak köyü eski muhtarı Kazım Ergani, bağ evinde yakınları tarafından kanepede hareketsiz yatarken bulundu. İhbar üzerine çağrılan sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, vücudunun çeşitli yerlerinde darp izlerine rastlanılan Ergani'nin hayatını kaybettiği belirlendi. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri ekiplerinin yaptığı inceleme sonrası Kazım Ergani’nin cansız bedeni kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Ekipler, cinayet şüphelisi olarak Hayrettin Kayabaşı ve F.K.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Cinayet Büro ekipleri tarafından sorguya alınan şüpheliler, olayın olduğu gece alkol almak için bağ evinde olduklarını söyledi. Hayrettin Kayabaşı ve F.K., emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınan Kayabaşı tutuklanırken, F.K. ise serbest bırakıldı.
‘TAVUK YEMİ OLDUĞUNU BİLSEM SOBAYA ATMAZDIM’
Sanık Kayabaşı hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı. Çorum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3’üncü duruşmaya Kayabaşı’nın yanı sıra ölen Kazım Ergani’nin yakınları ve taraf avukatları da katıldı. Kendisini savunan Hayrettin Kayabaşı, “Kazım Ergani’nin bağ evinde F.K. ve ben alkol alıyorduk, hava soğuktu ve üşümüştük. Arkadaşım sobaya kalın odunları atmıştı, odunlar da yanmıyordu. Odunlar tutuşmadığı için ben de hemen yanımda bulunan ve içinde talaş olduğunu düşündüğüm çuvalı sobaya attım. Çuvalın içinde tavuk yemi olduğunu ben nereden bileyim, bilsem zaten atmazdım. Ölen Kazım Ergani, ‘tavuklarımın yemini sen niye sobaya attın’ diyerek bana küfretti, alkollüydü ve bıçakla saldırdı. Yanımda bulunan arkadaşımla birlikte elinden bıçağı aldık. Ben yumruk attım ve olduğu yere oturdu, onun kaşı açıldı. Sonra açılan kaşını ben pansuman ettim. Onu öldürmek isteseydim zaten cebimde bıçak vardı. Hepimiz alkollüydük, şimdi kalkar evinde tüfek veya tabanca vardır, bize ateş eder düşüncesiyle evi aradım. Ateşli silah varsa mermilerini almak istemiştim. Ardından ‘kalk senin elini yüzünü yıkayalım’ dedim ve bidonda bulunan suyla elini yüzünü yıkadım. Sonra ona şunları söyledim; ‘bak benim eşim ölmüş, az önce ölmüş eşime küfrettin, yapma böyle’ dedim. Pansuman sonrası onu kanepeye yatırmak istedik, yavaş hareket ediyordu ve bir kez de arkadaşım F.K. ona vurdu. Vurunca yere düştü. Onu kanepeye yatırıp evden ayrıldık. Sabah evime polisler geldi ve Kazım Ergani’nin öldüğünü söylediler. Hâlbuki bizim bıraktığımızda nefes alıyordu. Allah şahittir, bu insan benim elimden ölmedi hâkim bey. Ambulans çağırmak aklımıza gelmedi, daha doğrusu biz onu kanepeye yatırmıştık, onu bıraktığımızda yaşıyordu yani ambulanslık bir durumu söz konusu değildi” dedi.
Savcı, sanığın 'kasten adam öldürme' suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, karar duruşmasını 9 Aralık tarihine erteledi.