Almanya'nın ekonomisi, dünya çapında önemli bir imalat sektörüne sahip olmasına rağmen, son yıllarda yapısal zayıflıklarla mücadele ediyor. Özellikle enerji maliyetlerinin artışı, dış talepteki düşüş ve küresel piyasalardaki belirsizlikler, ülkenin ekonomisini zorluyor. Bir zamanlar "ucuz enerji ve yüksek kaliteli üretim" modeliyle dünyaya hükmeden Almanya, artık bu iş modelinin yeterli olmadığı bir döneme girmiş durumda. Bu bağlamda, ekonomik durgunluk ve sanayi sektöründeki zayıflama, işten çıkarmaların artmasına neden oluyor.

Alman otomotiv sektörü, özellikle son dönemde istihdam kayıplarının yaşandığı bir alan olarak dikkat çekiyor. Köln Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Alman şirketlerinin yalnızca yüzde 17'si 2025 yılında daha fazla personel almayı planlarken, yüzde 38'lik bir kesim istihdamı azaltmayı düşünüyor. Otomotiv sektörü özelinde, Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 2035 yılına kadar sektörde yaklaşık 140 bin iş kaybı bekleniyor. 2019-2023 yılları arasında ise 46 bin iş kaybı yaşandı.

Büyük Alman şirketlerinin işten çıkarma kararları, sadece otomotiv sektörüyle sınırlı değil. Audi, Volkswagen, Porsche gibi lüks otomobil markaları ve çelik üreticisi Thyssenkrupp gibi şirketler, iş gücünü önemli ölçüde azaltmayı planlıyor. Audi, Almanya'da 2029'a kadar 7.500 kişiyi işten çıkaracakken, Porsche 3.900 kişilik bir işten çıkarma kararı aldı. Volkswagen ise, 2024 yılı sonuna kadar 35 bin kişiyi işten çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca, otomotiv tedarikçisi Bosch, Continental, Schaeffler gibi firmalar da büyük çaplı işten çıkarma duyuruları yaptı.

Sanayi, mühendislik ve finans sektörlerinde de benzer işten çıkarma kararları alınıyor. Deutsche Bank, Commerzbank ve Siemens gibi büyük finansal kuruluşlar, maliyetleri düşürmek amacıyla binlerce çalışanın işine son verme kararı aldı. Deutsche Bank, 3.500 destek personelini işten çıkardıktan sonra, 2025 yılında 2 bin kişiyle daha yollarını ayırmayı planlıyor.

Bu gelişmeler, Almanya'nın Avrupa'daki en büyük ekonomi olma özelliğini taşıyan bir ülke için büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor. Ekonomik büyüme beklentilerinin zayıf olduğu, enerjinin pahalı olduğu ve dış talebin daraldığı bir dönemde, Almanya'nın büyüme hızının daha da yavaşlaması bekleniyor. Alman şirketlerinin çoğu, maliyetleri düşürmek ve daha verimli çalışmak için yeniden yapılanmaya gidiyor. Ancak, bu süreçte istihdam kayıpları ve iş gücü daralması, halk arasında tedirginlik yaratıyor.