1919 yılının 13 Nisan gecesi Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda ilk gösterimi yapılacak olan, Hüseyin Suat'ın Yamalar adlı oyununda, Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan'ın Paris'e gidişi üzerine onun yerine “Jale„ takma adı ile sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadını olarak tarihe geçti. O günden sonra “Afife Jale” olarak anılan Afife Hanım, ertesi hafta Tatlı Sır oyunu ile sahneye çıktı ve o gece polis tarafından tutuklanmak istendi. Kınar Hanım'ın yardımıyla kaçtı. Üçüncü piyesi olan Odalık oynanırken tiyatro polis tarafından basıldı ve tutuklanmamak için kaçmak zorunda kaldı. Babası Hidayet Bey, tiyatro oyuncusu olmasına karşı idi. Afife Hanım, ayrılmak zorunda kaldı. Dahiliye nezaretinin Müslüman kadınların kesinlikle sahneye çıkamayacaklarına dair bildirisi Darülbedayi Yönetim Kurulu’na ulaştırılınca işten çıkarıldı.
Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları çeken Afife Hanım, doktorunun morfinle tedavi yoluna gitmesi üzerine morfin bağımlısı oldu. Birkaç yıl sonra Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu'da turneye çıktı; daha sonra da Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller verdi. 1923 yılında Türkiye'de cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra yeni rejim Türk kadınlarının sahneye çıkması önündeki yasal engeller kaldırmış, tersine kadınların sahneye çıkmasına destek olmuştu. Ancak morfin bağımlılığı nedeniyle sanatçının sağlığı bozuldu ve tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.
Özel Hayatı
1928 yılında gittiği bir Hafız Burhan konserinde ona tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar ile tanıştı ve 1929 yılında evlendi. Selahattin Pınar, Nereden Sevdim O Zalim Kadını, Anladım Sevmeyeceksin Beni Sen Nazlı Çiçek gibi birçok şarkıyı onun için bestelediği düşünülür. Ancak Afife Hanım'ın morfin bağımlılığı evliliklerini olumsuz etkilediği için 1935 yılında boşandılar.