“Çocuklarımız neden bir Einstein olmasın ki?”
Çocuğu için 15 yıl beklediğini ve çok yakından ilgilendiğini belirten Salih Zeki Sali, “Bir fidanı nasıl yetiştirirsin? Özen gösterirsin, meyvesini toplarsınız. Ben çocuğumun her gelişim noktasını takip ediyorum ve bu takip sürecini herkese öneriyorum. A Otizm spektrumu Einstein'de de vardı. Çocuklarımız neden bir Einstein olmasın ki? Aynı şekilde birçok başarılı bilim insanı var. Bu çocuklara doğru bir eğitim verildiğinde, her engelin aşılabileceğine inanıyorum. Dört duvar arasında hiçbir şey olmaz. Ben onu 15 yıl bekledim. O benim her şeyim. Babalık anlatılmaz, hissedilir. Her bir gelişim noktasını yakından gözlemliyorum. Her gün çocuğumun ne yaptığına dair notlar alıyorum, gelişimini izliyorum. Öğretmenlerden aldığım geri bildirimleri dikkate alarak çalışıyorum. Burada denver testleri gibi gelişim testleri yapılıyor, bu testlerde çocuğun nerede zorlandığını görebiliyorum. Çocuğumun suyla ilgili bir problemi varsa, ben de onun üzerine gidip çalışıyorum. Buradaki öğretmenlere ve kurumlara çok güveniyorum ve onlarla bir ekip gibi çalışıyoruz. Otizmin bir hastalık olmadığını belirtmek isterim; otizmi araştıran ve anlayan biri olarak, bunu bir hastalık değil, bir farklılık olarak görüyorum. Almanya'da birçok derneğe katıldım, Amerika'dan gelen uzmanlarla da konuşma fırsatım oldu. Bu nedenle kendimi tecrübeli bir baba olarak görüyorum” diye konuştu.
“Eğitimle her şeyi başarabiliriz”
Otizmin bir hastalık olmadığının altını çizen baba Zeki, “Otizmi anlayarak yaklaşmak çok önemli. Einstein, Messi, Mozart gibi birçok başarılı insanın otizm spektrumunda olduğu belirtiliyor. Neden bizim çocuklarımız da böyle başarılı olmasın? Çocuklarımıza doğru eğitimle her şeyi başarabileceğimizi düşünüyorum. Ailelere de mesajım budur. Otizm bir hastalık değil, davranış bozukluğu. Bunun tedavisi de eğitimdir. Eğitimle her şeyi başarabiliriz” ifadelerine yer verdi.